|
|
DAYS CASA MED SE EVDE BAKIM YATAĞI
Elektrikli, 3 motorlu, Alman kökenli
Demonte edilebilir. Bu nedenle her tür eve kolayca taşınabilir ve kurulabilir.
En ağır parçası 18 kg
Ahşap görünümü ile evde kullanımı hastane yatağı görünümünden uzaktır.
En aşağıya kadar indirildiğinde 40 cm’e ulaşır. Bu şekilde hastanın yataktan kaldırılması, tekerlekli sandalyeye alınması kolay olur.
Toplam ağırlığı 140 kg’dır.
Her iki yanında tutunma kolları mevcuttur.
GÜNÜMÜZDE EVDE BAKIM
Evde bakım geçen yüzyıldan bu yana çok gelişmiş ve kapsamı genişlemiştir. Tıptaki yeniliklerin ışığında ameliyat sonrası iyileşme sürecinin evde geçirilmesi mümkün olabilmektedir. Yaşam sürelerinin uzamasına bağlı olarak evde bakım gerekliliği giderek artmaktadır.
YAŞLILIK, KAZALAR VE ÖNLEMLER
Yaşlılık geri dönülmez bir süreçtir. Gelişen teknoloji, sağlık alanındaki yenilikler ve artan refah düzeyi yaşam süresini uzatarak genel nüfus içerisindeki yaşlı nüfus sayısını arttırmıştır. Ortalama insan ömrünün uzaması ve yaşlı nüfusun artması yaşlı sorunlarına önem vermek gerektiğini ortaya koymuştur.
Yaşlanma sürecinde karşılaşılan sorunlardan yaşlanma ile oluşan fizyolojik değişiklikler sorumludur. Bu fizyolojik değişiklikler, kişinin genetiği, çevresel faktörler gibi faktörlerin etkisiyle karşımıza fiziksel ve psikolojik değişiklikler olarak karşımıza çıkar. Bu da normal yaşamın idame ettirilmesinde zorluklar yaratmaktadır.
Yaşla birlikte gördüğümüz fizyolojik değişiklikler fiziksel kapasitenin sınırlanması, egzersiz kapasitesi düşüklüğü, görme, duyma ve denge bozukluklarında artış, bağışıklık sistemi zayıflığı, enfeksiyonların sıklığı ve şiddetinde artış, soğuk-sıcak tolerasyonunda zayıflama, hava kirliliği ya da iklim değişiklikleri gibi çevresel koşullardan etkilenimde artış, kullanılan ilaç miktarlarında artış ve ilaç tolerasyonunda zayıflama, kalp ve damar hastalıklarında ve beyin hasarları ve felç sıklığında artış, mental değişikliklere bağlı demans, algısal bozukluklar, kişilik değişiklikleridir. Solunum sisteminde ve akciğerde zayıflama yaşlılarda ciddi bir sorundur. Dabet sıklığının özellikle gelişmiş ülkelerde artışı ile birlikte beslenme, diabetik yaraların görülmesi nedeniyle de hijyen önem kazanır. Sık idrara çıkma, idrar yapmada yaşanan sorunlar nedeniyle hem psikolojik hem de fiziksel zararlar olur. Sinir sistemindeki değişiklikler, algılama ve reflekslerde yavaşlama, unutkanlık yaratır. Sindirim sisteminde yavaşlama besin emiliminde problemler, su kaybı, elektrolit dengesizlikleri sıklıkla karşımıza çıkar.
Tüm bu değişiklikler nedeniyle yaşam kalitesi belirgin bir şekilde bozulur. Kişi daha fazla bir oranda başkalarına bağımlılık gösterir ve buna bağlı ciddi psikolojik sorunlar baş gösterir. Fiziksel hastalıklarla savaş işin önemli bir kısmını oluşturmakla birlikte yaşlı hastayla ilgili sorunların genel olarak ele alınması ve çözümlerin profesyonel ekiplerce oluşturulması gerekmektedir. Bu çözümler, ilaç tedavisi, eğitim, fizyoterapi, sosyal etkinlikler, psikolojik destek, belli aralıklarla doktor kontrolleri, evde yardımcı elemanlar, daha bağımlı hastalarda evde hastabakıcı ya da hemşire desteği, ev ortamının yaşlı insanların kullanımına göre ayarlanması gibi geniş bir alana yayılmalıdır.
Yaşla birlikte artan ciddi sorunların başında kazalar gelir. Kronik hastalıklar düzenli tedavi ve yaşlı nüfusun eğitimi ile çözülmeye çalışılırken kazalar da ev ortamının daha kullanışlı hale getirilmesi ve ev bakımı ile aşılmaya çalışılmalıdır. Yaşlılarda düşme en sık yaralanma nedenidir. Ayrıca kemiklerde kırık oluşma riski yüksek olup iyileşmede gecikme nedeniyle kalıcı engeller görülebilmektedir. Tüm bunlar nedeniyle yaşlı kişilerin ev ortamlarının düzenlenmesi büyük önem taşır. Bu düzenlemeler ufak tedbirlerden daha geniş kapsamlı önlemlere kadar geniş bir yelpaze oluşturur. Örneğin evde kapı eşikleri olmamalıdır. Kapılarda yuvarlak kapı tokmakları yerine kertiği olanlar kullanılmalıdır. Dış kapılar içerden rahat açılabilmelidir. Yerde kayabilir kilim veya halı kullanılmamalı, yere serilen kilim ya da halılar katlanabilir veya kıvrılabilir olmamalıdır. Özellikle banyo ya da mutfak gibi alanlarda kayabilecek zemin tercih edilmemelidir. Giyilen terlik ya da ayakkabılar kaydırmaz özellikte olmalıdır. Elektrik kabloları açıkta takılmaya ve düşmeye uygun şekilde bırakılmamalı, halıların altından geçirilmemelidir. Evde kullanılan eşyalar oda kenarlarına ve köşelerine çekilmeli, ortada geniş alan bırakılmalıdır. Fazla eşyalar mümkün olduğunca uzaklaştırılmalıdır, mevcut eşyaların ayakları takılmaya sebebiyet verecek şekilde olmamalıdır. Ev aydınlık olmalı karanlık alanlar, uzanılması zor düğmeler olmamalıdır. Isıtma sistemi uygun olmalı, ısıtıcılar yangın ihtimaline karşı mümkün olduğunca güvenli olanlardan seçilmelidir. Özellikle banyo ve mutfakta kullanılan elektrikli aletlerin güvenlikleri sağlanmalıdır. Evde telefon sistemi mümkün olduğu kadar ulaşılabilir olmalı, acil durumda aranacak numaralar büyük ve okunaklı olarak telefonların yanında bulundurulmalıdır. İlaç dolapları düzenlenmeli, kişinin kendi kullanımında ise kutuların üzerleri okunaklı olarak yazılmalıdır. Genel olarak uygulanması gereken bu tedbirler yanında seçilen yatak ve oturma grupları kişinin rahat kullanımına uygun olmalıdır. Özellikle tekerlekli sandalye kullanan kişilerde yatak sandalyeden geçişi sağlayabilecek kadar inebilmelidir. Tekerlekli sandalye kullanımı evde daha geniş kapsamlı ayrıntılara dikkat etmeyi gerektirir. Eve giriş platformu, kapı genişliklerin tekerlekli sandalye geçişine uygun olması, kişi bireysel ihtiyaçlarını kendisi görebiliyorsa özellikle mutfak ve banyoda rahat kullanımı önemlidir. Banyoda duş kullanılmalı, duş zemini özellikle kaydırmaz olmalı, gerekiyorsa duş zeminine oturma ekipmanı yapılmalıdır. Yürüyüş problemi olan kişi kapıya yakın yerleştirilmiş oturma ekipmanı kapıdan giren kişinin dinlenmesine izin verecektir. Ayrıca evde kapı ya da duvarlarda tutunma kolu olmalı, özellikle banyo ve tuvalette tutunmayı ya da ayağa kalkmayı kolaylaştıracak ekipmanlar kullanılmalıdır.
KRONİK AKCİĞER HASTALIKLARI
Kronik obstrüktif (daraltıcı) kalp hastalığı (KOAH), solunum yollarını daraltan ve ilerleyici tipte bir solunum yetersizliğine yol açan ciddi bir hastalıktır.Akciğerler en son minik hava baloncukları ile sonuçlanan borucuk sistemidir. Bu hava baloncukları soluduğumuz havayı alır ve kullandıktan sonra karbondioksit olarak geriye atar.
KOAH, bu hava borucuklarının daralması ve hava baloncuklarının iyileşemez düzeyde zarar görmesi anlamına gelmektedir. En önemli nedeni aktif/pasif sigara içiciliğidir. Sigaraya başlama yaşı, içilen sigara miktarı ve sigara içme süresi önemlidir. Sigara dışında meslek hastalıkları,alerji ve hava kirliliği gibi sebepler de KOAH oluşumunda rol oynar.
KOAH, kronik bronşit (bronş daralması) ve ya amfizem (alveol hasarı) ağırlıklı olabilir. Kronik bronşit birbirini takip eden 2 yıl en az 3’er ay süreyle öksürük ve balgam çıkışının görülmesidir. Amfizemde ise alveoller yani hava kesecikleri zarara uğrar ve genişler. Eğer genişleme 1 cm çapına ulaşırsa bül olarak adlandırılır.
KOAH belirtileri, öksürük, balgam çıkarma nefes darlığıdır. Bu hastalığın gelişimi uzun sürdüğünden tanı genellikle 40-50 yaşlarında konur. Özellikle kış aylarında hem solunum yolları duyarlılığı, hem enfeksiyon ihtimali hem de öksürük daha artar. Hastalığın ilk dönem bulguları ilerledikçe daha abartılı hale gelir. Nefes darlığı giderek artar. Vücudun ihtiyacı olan Oksijen basıncı giderek düştüğü için hipoksi dediğimiz durum meydana gelir. Vücut solunum havasında aldığı oksijeni kullanamaz. Dudaklar ve parmaklarda morarma, çarpıntı ve ilerlediğinde şuurda bozulmalar oluşur. Kişinin dişardan oksijen kullanma zorunluluğu doğar.
KOAH ‘ta en değerli testler solunum fonksiyon testleridir. Bu testlerle hem hastalığı hem de şiddetini belirleyebiliriz. Akciğer grafisi ve tomografi bize bilgi verebilir. Arter kanında oksijen ve karbondioksit basınçları ölçümü özellikle alevlenmeler esnasında hayati önem taşır.
KOAH tedavisinde en önemli unsur risk faktörlerini azaltmaktır. Sigaranın bırakılması en ekonomik ve etkili yöntemdir. Hastalığın ilerlemesini durdurur.bunun dışında KOAH tedavisi şikayetlerin rahatlatılması, solunum sıkıntısının azaltılması, Oksijen ihtiyacının karşılanması, komplikasyonlar konusunda uyanık olunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Hastalara sigarayı bırakmanın önemi mutlaka anlatılmalı, hasta ve hasta yakınları hastaliğin seyri konusunda bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Tedavide kullanılan ilaçialrın hiç biri akciğer fonksiyon kaybını önlemez ama süreyi uzatabilirler. Hastaların grip ve pnömokok aşısı yaptırmaları hayati önem taşıyabilir. Solunum egzersizleri nefes darlığını ve diğer belirtileri azaltır.
KOAH’ta ani şekilde hayatı tehdit eden komplikasyonlardan biri enfeksiyonlardır. Öncelikle korunmaya yönelik aşılama, kesinlikle doktor desteği, gerekli görüldüğünde antibiyoterapi endikasyon varsa hastanede tedavi hayat kurtarıcı adımlar olabilir. Enfeksiyonlar akut alevlenmelerin en sık sebebidir. Hastanın zaten bozuk olan akciğer fonksiyonları hızlı bir şekilde daha da bozulur. KOAH hastaları bu sebeple yoğun bakıma alınabilirler. Zaman zaman sebebi belli olmayan akut alevlenmeler gelişebilir. Genellikle kış aylarında alevlenir. Tedavi hemen hemen aynıdır.
YARA BAKIMI
Evde bakımda en önemli hizmetlerden biri yara bakımıdır. Uzun süre yatan, Şeker hastalığı gibi vücut direncini etkileyen hastalıkları olan yada yoğun bakımdan çıkmış hastalarda Dekübit ülserleri dediğimiz yatak yaraları olabilir. Bu yaralar hafif bir kızarıklıktan geniş, derin, nekroze ve enfekte yaralara kadar çeşitlilik gösterebilir. Hastanın mevcut durumunu ağırlaştırabileceği gibi tüm konforunu etkileyebilir. Bu yüzden yara profilaksisi yani yara oluşmadan alınacak önlemler en az yara tedavisi kadar önemli ve gereklidir.
· Yara profilaksisi (Yara oluşmaması için gerekli önlemlerin alınması, Dekübit yatağı, hijyen, pozisyon verme vb)
· Yara Tedavisi
LABORATUVAR HİZMETİ
Mikrobiyoloji, biyokimya (hemogram, AST, ALT, AKŞ, ürik asit ,kreatinin,total kolesterol, HDL, trigliserid,sedimantasyon,kan grubu,TİT vb.) tahliller için gerekli materyeller alınır. (Kan, İdrar vb.) sonuçlar size veya doktorunuza faks, mail, telefon ile bildirilir.
HEMŞİRELİK UYGULAMALARI
Kateter, sonda uygulamaları ve bakımı, kan alma, serum takma, ilaç uygulamaları (ıv,ım,sc,ıd), aşılama, infüzyon hizmetleri (beslenme,antibiyotik uygulamaları vb), stoma bakımı, kolostomi bakımı, gastrostomi bakımı, evde hasta ve hasta yakını eğitimi.
LAZERLE DİŞ TEDAVİSİ
Lazer, ağız sorunlarının tedavisinde, kanamayı azaltıcı, yara iyileşmesini hızlandırıcı ve ağrıları yok edici etkisiyle konvansiyonel yöntemleri destekleyerek geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Diş çekimlerinde lazer kullanıldığında, çekim sonrası kanama azalmakta, yara iyileşmesi hızlanmakta, çekim sonrası yaşanan ağrılar hızla azalmaktadır. Aynı etki gömülü diş çekimlerinde de söz konusudur. Özellikle kanamayı azaltıcı madde içermeyen bölgesel uyuşturucuların kullanılmasının gerektiği kalp, şeker, guatr, tansiyon yüksekliği, sara gibi hastalıkları olanlarda kanama biraz daha fazla süreceği için lazer uygulanması çok yararlı olacaktır.
Dişeti kanaması, dişeti çekilmesi, dişeti hastalığı olanlarda konvansiyonel yöntemin lazerle desteklenmesi durumunda, iyileşme daha hızlı olmakta, kanamalar daha çabuk kaybolmaktadır
Dişeti çekilmesi sonucu duyarlılaşan dişlerdeki ağrıları yok etmede lazer son derece yararlı olmaktadır. Ağızda yapılan her türlü ameliyattan sonra bölgeye lazer uygulanması, dokulardaki iyileşmeyi hızlandırmakta, ağrıları azaltmaktadır. Dikiş bölgesinin hızla iyileşmesini sağlayarak, bakterilerin girişini engellemektedir.
Sırası gelmişken yaygın bir yanlış bilgilenmeyi düzeltmek lazım: Işınlı dolguda kullanılan ışın lazer ışını değildir.
lazerle diş eti tedavisi , lazerle diş tedavisi , lazerli diş tedavisi , lazerle diş çekimi , lazer diş tedavisi , lazer diş eti tedavisi , diş lazer tedavisi , diş apsesi , lazerledişetitedavisi , lazerli diş çekimi , diş eti lazer tedavisi , lazerle diş çekimi merkezleri , lazerli diş tedavileri , lazerle dis tedavisi , diş tedavisinde lazer
Hepsi
inekolojik kanserler içine; rahim, rahim ağzı (serviks- collum), yumurtalık ve dış genital organlardan (vulva-vajen)kaynaklanan kötü huylu (malign) tümörler girer.
Rahim, rahim ağzı ve dış genital organ kanserlerinin tanısı, biopsiler ile önceden koyulabilir. Yumurtalık kanseri tanısı ise ameliyat sırasında, hasta ameliyat masasında iken yapılacak olan patoloji inceleme (frozen) koyulur.
Bu kanser tanısını alan hastaların ilk tedavi seçeneği cerrahidir. Sorun bu aşamada başlamaktadır. Türkiyede kadın doğum ihtisası 5 yıl olup, bu süre sonunda mezun olan bir kadın doğum hekimi kanser cerrahisini yapacak düzeyde eğitim almamaktadır. Jinekolojik kanser ihtisası tüm dünyada bir üst ihtisas alanıdır. Ancak Türkiyede jinekolojik onkoloji üst ihtisası ne yazık ki yoktur.
Jinekolojik kanser tanısı ile cerrahi tedavi yapılan hastaların çok büyük kesimine ne yazık ki yetersiz cerrahi yapılmaktadır. Bu durum yıllardan beri bu şekilde süre gelmektedir. Kanser cerrahisinin gerekli kıldığı cerrahi uygulamalar, yukarıda bahsedilen nedenler ile, hastalara uygulanamamaktadır.
Türkiyede de Jinekolojik Onkoloji Üst ihtisası başlayana kadar bu durum ne yazık ki bu şekilde devam edecek görülmektedir. Çünkü, kadın hastalıkları ve Doğum uzmanı yetkisi alan bir hekim kanunlar önünde kanser cerrahisini yapabilme yetkisini almıştır. Ancak, yapılabilmekte midir? Çok büyük oranda hayır. Özellikle özel hastanelerde ameliyat olan hastaların çok büyük kesimine yeterli cerrahi yapılmamaktadır.
Bu yetersizlik ameliyat sonu uygulanan kemoterapi veya radyoterapi ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Hekimlere düşen görev; bu tip ameliyatları gerektiği gibi yapabilme düzeyinde olan bir merkezde çalışmıyorlar ise, hastaları mutlaka jinekolojik onkoloji bölümü bulunan bir üniversite hastanesine sevk etmelilerdir.
Hastalara düşen görev ise; kanser tanısı aldıktan sonra veya yumurtalık kanser şüphesi ile ameliyat olacaklar ise, ameliyat olacakları merkezi araştırarak seçmeleri gereklidir.
|
|
|